Quantcast
Channel: Noni
Viewing all 973 articles
Browse latest View live

Shein'den Ücretsiz Kargo

$
0
0
Ne zamandır wish list post yapmadım, hazır Shein'de bugün başlayan 3 günlük ücretsiz kargo seçeneği varken bunu bir değerlendiriyim istedim, hem alışveriş sepetime attığım hem de atmak istediğim ürünlerden bir demet sundum sizlere:
Omuzu açık bu papatyalı elbiseye bayıldım, giymek için sabırsızlanıyorum!
Neon renkleri aslında pek tercih etmem ama bu elbisenin yaka detayı çok hoşuma gitti, yanık tenle de hoş olabilir diye düşündüm :) 
Gelmesini dört gözle beklediğim bir elbise daha! Hafif esintili bir yaz akşamında, deniz kenarında yenecek romantik bir akşam yemeği için çok uygun diye düşündüm, prensim mesajı almıştır umarım kihh kihhh :D
Bunlar da uzaktan göz kırptığım ürünler, yakında dayanamayıp sepete bunları da dahil edebilirim! 
Limon bahçesi gibi tam yaza uygun bir gömleköyle di mi?
Bu eteğe de gider gelir hep bakarım, beni çok şişman göstereceğini bilmesem çoktan almıştım, belki biraz daha zayıflarsam cesaret ederim kimbilir... 
En sevdiğim tarzda ve kumaşta bir elbise daha!
Retro desenlerdeki bu elbiseye de bayıldım!
Geçen sene Shein'den bu siyah gözlüğü almıştım, hala çok severek kullanıyorum, bu sene de acaba bunu mu alsam diyorum...
En orjinal ve ulaşılabilir fiyattaki çantaları bir tek Shein'de gördüm desem yeridir! Daha önceden blogumda paylaştığım cupcake'li, matruşkalı, dudak şeklindeki, karton süt kutusu ve çorba konservesişeklindeki çantalarımı da Shein'den almıştım... Galaksi şeklindeki bu çanta ile donut şekindeki şu çantaya da ayrıca bayıldığımı belirtmeliyim!
Ahh bir de şu kirazlı hasır çanta var! Sanırım bu iş giderek daha komplike bir hal almakta :)

Tatil Bitti

$
0
0
Her  güzel şeyin bir sonu varmış, tatil bitti, muhtemelen birçok kişi şu anda ayakları geri geri giderek işinin başına dönüyordur. İşe gitmeyip evde kalanları şanslı görüyorsanız yanılıyorsunuz, onlar da büyük ihtimalle tatil dönüşü biriken çamaşırlara bakıp söyleniyordur :) Herkes için durum içler acısı yani :P Neyse yine de tatiller güzeldir ve o tatlı anılar bizi uzuuun bir süre idare edecektir, buna da şükredelim ;) Bayram öncesi yaptığımız Göcek tatilinden karelerle iyi haftalar diliyorum hepimize!
Askıları fiyonklu bluzum Rosegal'den...
Bluz: Rosegal
Şort: Zara
Ayakkabı: H&M
Çanta: Koton
Bileklik: İpekyol

Mario Prassinos Sergisi (Pera Müzesi)

$
0
0
1916'da İstanbul Pera'da Rum-İtalyan ve sanatla iç içe bir ailede dünyaya gelen Mario Prassinos, 6 yaşında ailesiyle Fransa, Nanterre’e yerleşir. Gençlik yıllarında Avrupa’da sürrealizm etkilidir. Akademik bir sanat eğitimi almamış olmasına rağmen sürrealizme uygun olarak düşlerine biçim vermeyi resimle sürdürür.

1945 sonrası kolektif çalışmalara yönelen Prassinos 1940-50’lerde kitap illüstrasyonları ile tiyatrolar için dekor ve kostüm çalışmaları gerçekleştirir. 1950-60’larda güney Fransa ve Spetses adasında doğayla iç içe daha bireysel deneyimler kazanır. 70 ve 80’ler “Türk Peyzajları” ve “Ağaçlar” serisine yoğunlaştığı yıllardır. 1985’te hayata veda ettiğinde 69 yaşındadır; yüz otuz kişisel sergiyi geride bırakmış, farklı tür ve tekniklerde hayli çarpıcı ve güçlü eserlere imza atmış özgün ve güçlü bir sanatçıdır.

Yapıtlarında rüyaları, doğayı ve anılardan süzülen imgeleri ilişkilendiren Prassinos'un sanatsal çizgisi belleğinin izinde şekillenmiştir. Resim, incelikler içeren bir oyun ve bir anlama aracıdır onun için ve sanatçının güçlü imgelerle örülü özgün hikayesini sunar izleyiciye. Bazen bir tepenin etekleri kaligrafik bir görünümle mürekkep olur damlar tuvale, bazen de suretler düğümlenir dokumalarında; yaşamın en çıplak izahıdır eşsiz siyah-beyaz ağaçları.

Mario Prassinos bu sergiyle doğumunun 100. yılında hikayenin başladığı İstanbul'a ve doğduğu semt Pera'ya, belleğinde götürdüklerini paylaşmak üzere geri dönüyor...
Eşkenar Dörtgen Figür (1937)

Belleğin İzinde
Andre Breton 1924'te sürrealizm manifestosunu yazdığında Prassinos henüz 8 yaşındaydı; yeni bir ülkede, yeni bir dil öğreniyor, yeni alışkanlıklar kazanıyordu. Ne var ki rüyaların ve bilinçaltında saklı kalanların peşine düşmesi çok uzun sürmeyecekti.

1934'te, henüz 18 yaşındayken sürrealistlerle tanışan Prassinos 1937'deyse Dali ve Picasso ile L'Art Cruel sergisine davet edildi. Bu serginin hemen ardından da ilk kişisel sergisini Gallerie Billiet-Vorms'da açtı.

Küçük boyutlu bu çalışmalarında Prassinos köşeli formları tercih ediyor, çizgiyi ve deseni öne çıkarıyordu. Savaşçı resimlerinde devam eden köşeli yüzlerin yanında metal bir zırha bürünmüş eller ve onlara eklenen duman ya da sesi temsil eden çizgisel efektler öne çıkıyordu. Bütününde ise resimler, yaklaşan savaşa ve yükselen faşizme karşı sanatsal bir protesto anlamı taşıyordu.
Billiet-Vorms Galerisi Davetiyesi için Ön Çalışma (1938)
Sol: Çelenkli Baş (1944)
Sağ: Çelenkli Baş için Çalışma (1944)
Ocak (1949)
Yenilmeyenler (1949)

Farklı Teknikler Farklı Tasarımlar
1934'ten itibaren özellikle sürrealist yayınlarda illüstrasyonlar yapan Prassinos, 1940'larda Henri Parisot editörlüğünde L'age d'or (Altın Çağ) koleksiyonunun da kitap kapaklarını hazırlamıştır. Aynı dönemde Gallimard Yayınevi'nin çıkardığı La Nouvelle Revue Française (NRF) koleksiyonu için de birbirinden çarpıcı 205 kapak maketi tasarlar. Bu koleksiyonda kimler yoktur ki; Apollinaire, de Beauvoir, Breton, Camus, Faulkner, Hemingway, Kafka, Rimbaud, Sartre... 1952 yılunda Edgar Alllan Poe'nun Kuzgun adlı kitabı için hazırladığı illüstrasyonlar ise kuşkusuz tüm tasarımları içinde en ilgi çekenleridir.
Kuzgun (1952)
İki İnek (1950)
Bebop (1956) - Yün, alçak çözgülü halı

Düğümlerin Dansı
1941'de Paris'te villa Seurat'ya taşındıklarında Mario Prassinos'un komşuları arasında dokuma çalışmalarıyla tanınan jean Lurçat da vardı. Lurçat bir süre sonra Prassinos'u yün ipliklerle tanıştıracaktı.

Dokuma yapmak için önce kağıt üzerine desen çiziliyor, sonra ipliklerin renk kartelasındaki kod numaraları o an için sadece tasarımcının zihninde gerçekleşen bir tür ön izlemeye dayalı olarak kağıda yazılıyordu. Prassinos gibi hafızasını kullanan biri için dokumalar yeni bir oyun gibiydi. Yer yer kaligrafik ifadeler beliren dokumalarında bazen diğer eserlerinde kullandığı desenleri tekrar ediyor, bazen de Turquerie, Türk Gülü gibi verdiği isimler aracılığıyla geçmişi çağrıştıran imgeleri ortaya çıkarıyordu.
Türk Gülü (1966) - Yün, alçak çözgülü halı
Bessie'nin Mezarı (1963)

Portreler: Kayıp Anıların Peşinde
Yaratıcılığının kaynağını belleği olarak gören Mario Prassinos'un kariyerinde portreler özel bir yere sahiptir. Zira sanatçı birinin resmini yapmak için fiziksel benzerliği hedeflemediğini, o kişiye dair zihninde oluşan anılara gereksinim duyduğunu söyler. Prassinos, özgün bir yaklaşımla, hiç tanımadığı Bessie Smith'i çalışırken önce bu caz sanatçısına dair öğrenebileceği her şeyi öğrenerek kendisi için bir Bessie imgesi oluşturmuş, sonra da bu imgeyi tuvale yansıtmıştır.

"Bedensel benzerliği düşünmüyordum, zaten topladığım fotoğrafların her birinde de farklı biri vardı. Bessie'yi resmediyordum. Daha doğrusu, kendimi bunu yapabilecek duruma getirmeye çalışıyordum. Bu portreler zarar uğramış bir belleğin oluşturabileceği türde portreler - hani anımsamaya çalışıyormuşum gibi." (1973)
Alpilles (5 Temmuz 1972)

Dövmeli Tepe
1951 yılında Mario Prassinos eşi Yollande ile Avignon'un güneyinde yer alan Eygalieres'e yerleşir. Her sabah evden çıktığında karşılaştığı o kıpırtısız model; kendinden dövmeli bu tepe Prassinos'u etkisi altına alır. Ressamın tepe çizimlerini yaparken taşıdığı mücadele Prassinos için hem bir iç konuşmayı hem de bir sorgulamayı içerir ve sonunda ressamın mürekkebe bulanmış fırçasıyla yer yer kaligrafik bir ifade kazanan çarpıcı Alpilles serisi ortaya çıkar.
Alpilles (17 Ocak 1973)

"O körü, o sağırı, o dilsizi konuşturdum. Onu imgelerle kapladım. Her geçen yıl ilişkimiz daha yakınlaştı. Her karmaşa, takıntı haline gelen gösterisiyle bendeki ona can verme arzusu arasında bir savaş alanına döndü. O kırıkların, yıllar geçtikçe büyüyen o çalıların, hafif hafif daha derinleşen o yırtıkların hepsi noktalar ve akıntılar, mürekkep ve kağıt oldu, tepe de benim koskocaman desenime dönüştü. Benim oldu." (1983)
Sol: Alpilles (1978)
Sağ: Kırmızı Alpilles (1978)
Othello (1963) - Yün, alçak çözgülü halı
Su Gecesi (1964)

Prassinos'un gravür ve serigrafileri hayli ilgi çekici isimler taşır; La nuit de l'eau (Su Gecesi), Jardin la nuit (Gece Bahçesi), Nuit Marine (Deniz Gecesi) de olduğu gibi... Gecenin, suyun ve güneşin hareketi gibi doğaya göndermeler taşıyan bu çalışmalar, renk egemenliğinde kendini gösteren özgün kompozisyonlardır.
Turquerie (1967) - Yün, alçak çözgülü halı
Pembe Nişanlılar (1972) - Yün, alçak çözgülü halı
Sol: Pretextat (1965)
Sağ: Pretextat (1965)

"Camın önünde, ışık arkadan gelirken, o odanın dibinde oturan yaşlı adam: Arkasındaki perde, tığ işi büyük bir önem kazandı. Pretextat onun önünde siyah takkesiyle, yüzünün açık renk lekesiyle, üstündeki bir tür robdöşambrın büyük kara lekesiyle beliriyordu." (1973)
Pretextat, No.19 (1973)

Dedesi Pretextat Lecomte dönemin kozmopolit Pera'sında resim ve mozaik çalışmalarının yanı sıra gazetelerde sanat yazılarıyla tanınan, Alexandre Vallaury, Şeker Ahmet ve Osman Hamdi gibi entelektüellerle dost, renkli bir karakterdir. Prassinos içinse öncelikle çocuk gözüyle İstanbul'daki evlerinin dekorunda canlandırdığı bir figürdür. 

Edebiyat öğretmenliği yaparken bir yandan da resim ve fotoğrafla ilgilenen baba Lysandre Prassinos'un, Rum halk dilini savunan devrimci duruşu ve sonunda sürgün yaşamaya mecbur kalışı Prassinos'u etkilemiştir. Mario Prassinos tuvalinde bir erk, bir ata figür olarak babasını resmettiğini ancak yıllar sonra itiraf edecektir.
Pretextat, No.15 (1973)

"Ben İsa'yı çizmedim, ne var ki Torino'daki kutsal kefenin, o antik fotoğrafın bu çalışmada etkisi yok değil. Babamı da çizmedim. (...) Resimlere bir süre Peretextats (pere:baba) dedim, bu yolla bunun yeni bir Pretextat avatarı olduğuna işaret ettim. Ama şimdilerde orada babamın olanaksız portresini yaptığımdan kuşkulanıyorum. Yanlarında kapalı gözler - erbezleri olan bir erkeklik organının apaçık betimlenmesi ortalığı karıştırdı. (...) Kesin olan o ki, bu yüzler birtakın takıntıları yansıtıyorlar. Kendini arayan bir imge onlar." (1976)
Kefen (25 Mayıs 1975)
Kefen (3 Haziran 1975)
Çiçek Yiyenler (1978)
Türk Peyzajları, Küçük Ay (1981)

Servilerden Türk Peyzajlarına
Prassinos'un sanatında en ilgi çekici temalar arasında serviler, ağaçlar ve Türk peyzajları gelir. İstanbul'daki evlerinin terasına her çıktığında gördüğü Üsküdar'daki servi korulukları ya da Petits Champs'daki ağaçlar Prassinos için çocukluktan kalan güçlü imgeler olsa gerek. Toprağı kavrayan kökleriyle beraber güçlü bir anlam içeren ağaçlar, ressamın imgeleminde benzer bir metaforla var oluşunu da düşündürür.
Ağaçlar (1982) 
Ağaçlar (1984)
Ağaçlar (1984)
Azap Resimleri için Çalışma (26 Temmuz 1985-1)

Azap Resimleri serisindeki ağaçlar ise yaşamının sonuna geldiğinin ayırdında hazırladığı kompozisyonlar olması bakımından önemlidir. Burada görülen eskizler St. Remy de Provence'teki Notre Dame de Pitie Şapeli'nin içinde yer alan resimlere ait olmakla beraber Prassinos'un son çalışmalarıdır.

Birbirine yaslanan yapraksız, dikenli, sanki kurumakta olan üç ağaç eskizinde, ressam, izleyiciye hayatın bittiği yerde, toprakta yeniden doğacak bir yaşamı işaret eder gibidir.
Azap Resimleri için Çalışma (28 Temmuz 1985-1)
Azap Resimleri için Çalışma (28 Temmuz 1985-2)
Azap Resimleri için Çalışma (28 Temmuz 1985-3)
Kefen No.2 (1990) - Alçak çözgülü halı
Üç Ağaçtan Parça (1997) - Alçak çözgülü halı

Kaynak: Pera Müzesi
Fotoğraflar: Noni

Shabby Chic

$
0
0
Ülkece ne olaylar yaşadık di mi? O gece jetlerin hız duvarını aştığı için çıkardığı patlamayı andıran sesleri üzerimize bombalar yağıyor zannedip her şey bitti diye düşünmüştüm. İlk defa o gece gerçek anlamda savaşın içinde olan insanların nasıl bir korkuyla yaşamaya çalıştıkları konusunda empati yapabildim. O gecenin etkisini yeni yeni üzerimden atıyorum diyebilirim... Buraya bile bir süre ne yazacağımı bilemedim. Aslında hiçbir şey yapmak istemedim, kendimi bir süre bir boşlukta asılı gibi hissettim desem yeridir. Beni rahatlatan tek şey yaşadığım bu endişe duygusunu tek başıma yaşamadığım, toplumsal olarak bunu birlikte yaşadığımız idi, yani yalnız değildim. Düşüncelerimiz ne olursa olsun, neye inanırsak inanalım bu topraklarda hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz, bu konuda hepimizin hemfikir olduğuna eminim. Uzun dönemde bunun yansıması bizlere nasıl olacak, hep birlikte yaşayıp göreceğiz, hakkımızda hayırlısı olsun...
Tabii ki hayat devam ediyor, hepimiz nasıl işlerimizin başına döndüysek benim de part-time işim gibi gördüğüm bloguma artık dönmem gerekiyordu ;) Bugünkü Noni postlarımdan birini daha fazla bekletmeden paylaşmak istedim. Cath Kidston tarzındaki böyle shabby chic elbiselere bayılıyorum, eski dönemden çıkıp gelmişim gibi nostaljik bir hava yaratıyor bende ve kendimi mutlu hissediyorum, Rosegal'den aldığım bu elbiseyi giyince de böyle mutlu hissettim, böyle iyi duyguların üzerime yapışıp kalmasına eskisinden çok daha fazla ihtiyacım olduğu kesin!
Elbise: Rosegal
Çanta: Shein
Ayakkabı: H&M

Hoşgeldin Ağustos!

$
0
0
En sevdiğim aya girdik, yuppiii!  Bu ayı çok seviyorum çünkü güzeller güzeli bebeğimi böyle sımsıcak bir Ağustos yazında dünyaya getirdim, ahhh zaman nasıl da hızla geçiyor, yarın tam tamına 4 yaşında oluyor minik prensesim! Her yaşın ayrı bir güzelliği var ama ben kızımın 3'lü ve 4'lü yaşlarına doyamadım diyebilirim! Kurduğu mantıklı cümleler ve yaptığı komiklikler ile bu yaşlarda beni mest etti, tek kusuru ise hiç ama hiçççç susmaması :) Eşim de ben de pek konuşkan değilizdir, bizim gibi sus pus bir çiftten böyle çenesi düşük bir çocuk nasıl çıktı hala anlayabilmiş değilim hahahaha :D Bakalım 4 sonrası nasıl oluyormuş, heyecanla bekliyorum!
Elbise: Rosegal
Ayakkabı: Zara
Küpe: İrlan Takı
Çanta: Ablamın hediyesi

Veda Zamanı

$
0
0
https://www.shein.com/White-Crochet-Trim-Cold-Shoulder-Blouse-p-265435-cat-1733.html?utm_source=nonim.blogspot.jp&utm_medium=blogger&url_from=nonim
Vedaları hiç sevmem ama her yaz bizim için bir veda dönemi gelir, 1 yıl boyunca yollarını dört gözle beklediğim canım ablamdan ve yeğenlerimden ayrılırım hiç istemesem de, onlara hiç doyamasam da... Eskiden çok daha kötü olurdum ama zamanla (bir çok olaya şahit olunca) artık şükretmeyi öğrendim, buna da şükür diyorum, iyi olalım da ayrılıklara bir şekilde dayanır bu yürek... Bu güzel fotoğraflar canım ablamın kadrajından, ahh ne güzel bir gündü, kızlar parkta oynarken o da beni çekmişti, bizi ayakta tutan şeylerin başında anılar geliyor sanırım, birlikte hep güzel anılar biriktirmemiz dileğiyle diyorum o zaman...
Bluz: Shein
Etek: Eski
Çanta & Sandalet: Unicus Leather (Datça)

Bisiklet

$
0
0
Ablamları yolcu ettiğimiz günden beri sanki hava bizim ruh halimizden anlıyormuş gibi güneşi sakladı, tıpkı gözyaşlarımız gibi yağmuru yağdırdı... Havalar böyle olunca ben de her yaz sonunda yaptığım rutin fotoğraf düzenleme işini erkene çektim ve yaz fotoğraflarımızı elden geçirdim, tabii her birine bakarken iç geçirmeyi de ihmal etmedim... Bu kareler yeşilinde huzuru bulduğum Bencik Koyu'ndaki son günümden, o gün bir cesaretle yeğenlerimin bisikletine binmeye kalkıştım ama ağaca toslama noktasına gelince bunun pek de parlak bir fikir olmadığına karar verdim, ayrı kaldığımız bir yıl boyunca yeğenlerimin beni böyle hatırlamalarına müsaade edemezdim elbette :)
Elbise: Romwe
Bluz: Stradivarius
Çanta: Mango
Sandalet: Unicus Leather

Stressed but Well Dressed

$
0
0
Karmaşık duygular içerisindeyim son günlerde... En yakın arkadaşlarımdan birinin yaşadığı sağlık sorunu, canım ablamları yine uzun süreliğine uğurlamamız (gelmelerini iple çekerken gittiler bile :(...), sevdiğim başka bir arkadaşımın özel hayatında aldığı karar vesaire derken allak bullak oldum... Ülkenin durumu zaten ortada... Az önce izlediğim Halep'te enkazdan kurtarılmış minik bir çocuğun videosuyla da iyice dağılmış durumdayım :,( Eskiden de hassas biriydim ama anne olduğumdan beri küçük çocuklarla ilgili haberlere, fotoğraflara hiç dayanamıyorum, keşke tüm çocukların neşe içinde koşturabildiği, şen şakrak sesleriyle çınlayan bir dünya olsaydı yaşadığımız... Ama bunun yerine bol acı ve gözyaşı hakim... Tüm bu olumsuz durumlar bende inanılmaz bir endişe ve karamsarlığa yol açıyor. Kendi içimde büyük bir mücadele veriyorum pozitifliğimi yitirmemek için... Kendimi iyi hissetmek için güzel giyiniyorum, mutfağa girip en sevdiğim tatlıları pişiriyorum, kızımla bol bol zaman geçirip onun yaptığı komikliklere eşlik ediyorum, gelecekle ilgili tatlı hayaller kuruyorum (evet hala bunu yapabiliyorum!), kendimi geliştirmek için eğitimler alıyorum, kısacası hayatın mutlu yanını kaybetmemek için çabalıyorum. Sanırım hepimiz bunun için bir şekilde çabalıyoruz... Yeni aldığım matruşkalı ayakkabım ve kolyem de kendimi iyi hissetme çabalarımdan biri, matruşkalar beni her zaman mutlu etmiştir...
Etek: Shein
T-shirt: Mango
Clutch: Zara
Stiletto: B'unique
Kolye: Rengim Style

Florasan

$
0
0
Sanırım hayatımdaki ilk, tek ve son olacak neon elbisemi görüyorsunuz şu anda :) Bu elbiseyi alırken aklımdan neler geçiyordu bilmiyorum ama giydiğimde kendimi florasan gibi hissettiğim kesindi :)
Elbise: Shein
Çanta: Que
Ayakkabı: H&M

❃ Noni Bakery ❃

$
0
0

Bugün sizlerle beni çok ama çoook mutlu eden bir haberi paylaşmak istiyorum. Günlerdir üzerinde çalıştığım, geceleri uykusuz kalmayı göze alarak uğraştığım websitem Noni Bakery logomun da hazır olmasıyla birlikte yayına geçti! Baktıkça nasıl mutlu oluyorum size anlatamam! Çok yoruldum ama bu yorgunluğuma değecek, içime çok ama çoook sinen, tamamen beni yansıtan bir site oldu. İçerisinde; bugüne kadar yapmış olduğum tüm kurabiye ve diğer tatlı çeşitlerini bulabilir, yeni yaptıklarımı takip edebilir ve blog yazılarımı da okuyabilirsiniz. Hayallerimin peşinden giderken bu yolculukta bana eşlik eden tatlılıkları daha profesyonel bir çizgide sunmak istedim, şimdilik sadece websitesi olarak yayındayım, dilerim günün birinde pastanemin kapısını da aralarım!
Hayatımızda her zaman tatlı başlangıçlar yapmamız dileğiyle...

Papatya Etkisi ❀ ❀ ❀

$
0
0
Papatyalar en sevdiğim çiçekler arasında yer alır, özellikle de beyaz olanları... Ulaşmak kolaydır; bir çingenenin tezgahında veya bir çiçekçide her an karşımıza çıkabilirler. Kırılgan görünürler ama aslında sapa sağlamdırlar, hemen solup boyunlarını bükmezler. Bir buketi her insanı mutlu etmeye yeter. Minik cam bir vazoya konduğunda en basit sofranın bile havasını hemen değiştirirler. Papatyaları sevmek için işte böyle birçok neden sıralayabilirim sizlere... Bir elbisenin giyeni bu kadar mutlu etmesinin nedeni de kesinlikle bu papatya etkisi!
Yeşil elbiseli fotoğrafımı hatırlıyorsunuz di mi? 2014 yılında çekmişti ablam, aynı kareyi 2 yıl sonra yine tekrar ettik :) Çok şükür salıncak beni hala çekiyor kihh kihhh :P
Bembeyaz papatyalar gibi mutlu edici bir hafta sonu dilerim hepimize!
Elbise: Shein

Sabah Kahvesi

$
0
0
Günaydın! Birazdan evden çıkıp bir eğitime katılacağım, çıkmadan önce sütlü kahvemi yudumlamak bir yandan da hazırladığım postu yayınlamak istedim. Aslında kahvemi aheste aheste içmeyi severim, soğuması önemli değildir benim için, yeter ki tadını çıkartabileyim ama bu sabah ehli-keyifliği bir kenara bırakıp acele etsem iyi olacak :) Bu kısa anekdottan sonra gelelim esas konuya; Romwe'de beğendiklerimden kombinler oluşturdum, çok seviyorum böyle giysileri match etmeyi, hem eğlenceli geliyor bana hem de ilham veriyor... Siz de benimle hemfikirseniz o zaman sabah kahvenizi alıp bana eşlik edebilirsiniz, bakalım sizin favorileriniz hangileri olacak? Benim favorilerim; penguenli çanta ile Safinazlı etek :) Hepinize keyifli bir pazar dilerim...
Pembe çanta& Flamingolu espadriller (ne tatlı di mi?!)
Çizgili gömlek elbise& heybe çanta (böyle farklı desenleri karıştırmayı seviyorum...)
Kırmızı şapkakelebekli deri ceket (arkasındaki çiçek işlemesine bayıldım!) & desenli bluz

Siyah & Beyazın Cazibesi

$
0
0
Futboldan hiçbir şey anlamasam da Beşiktaş'ı tuttuğum için midir bilmiyorum siyah beyaz şeylere karşı koyamıyorum, bu renkler yan yana geldi mi beni hemen cezbediyor. Enine çizgisi ile beni olduğumdan daha şişman göstereceğini bildiğim halde bu elbiseye hayır diyemedim mesela!
Siyah beyaz tırnaklarım da elbiseme pek uyum sağladı, yalnız bir şeyi itiraf etmeliyim takma tırnaklar, tırnak etiketleri vesaire hiç benlik şeyler değil, o kadar rahatsız oldum ki bir saate kalmadan çıkarttım attım, sevmiyorum elimde böyle suni şeyleri...
Hepinize şimdiden güzel bir hafta sonu dilerim...
Elbise: Shein
Çanta: Shein
Küpeler: İrlan Takı
Takma tırnak: H&M

Reset

$
0
0
Normalde güzel giyinmeyi, makyaj yapmayı ve bakımlı görünmeyi severim, sanırım bu doğamda var, illa özel bir günü beklemeden veya biri için değil sadece kendim için süslenmeyi seviyorum. Ama bunu bu kadar sevdiğim halde bazen benim de kendi içimde resetlendiğim anlar oluyor, o anlarda hiç makyaj yapmamak, hiç topuklu giymemek, elbiselerim yerine bir t-shirt & jean içinde en doğal halimle gezinmek istiyorum. İşte bu fotoğraflar öyle bir günde çekildi; biraz allık ve bir ruj sürdüm, sandaletlerimi ayağıma geçirdim, saçımı bile yapmak içimden gelmedi, öylesine bir topuz yaptım. Ama tüm bunların yanında elim beyaz bir t-shirt'e yine de gidemedi, onun yerine beyaz bluzümle biraz hava katmak istedim bu doğal görüntüme :)
Bluz: Shein
Jean: Mavi
Sandalet: Accessorize
Çanta: Crafts by Nesli

StyleWe

$
0
0
Dün kızımın okulunda veli toplantısı vardı, yeni öğretmenimizle tanıştık, yeni dönem yapılacakları konuştuk. Yenilikler insana her zaman heyecan verir ya ben de bu heyecanlı toplantıda Stylewe'den aldığım yeni çantamın bana eşlik etmesini istedim. Stylewe'nin içinde birçok marka var, ben özellikle Just Star markasının romantik çantalarına bayıldım, aklım birazcık kedili çantalarında kalsa da nihai seçimimi bu kızdan yana kullandım; boynundaki incili kolye ve saçlarının topuz yapılmış haliyle onu kendime benzettim sanırım hii hii :)
Hazır konu çantalardan açılmışken... Ben daha orjinal şeyler bulabildiğim için genelde çanta alışverişlerimi yurt dışından yapıyorum... Ama yurt dışından gelen ürünlerin kargo süreci uzun olduğu için aldığım ürün her zaman iyi koşullarda bana ulaşmayabiliyor, giyside bu bir sorun yaratmasa da çantanın ezilmesi ve zarar görmesi imkan dahilinde olabiliyor. Çok şükür Stylewe'de böyle bir sorunla karşılaşmadım, kargo çok sert bir kutuda korunaklı bir şekilde gönderildiği için sapasağlam şekilde elime ulaştı, ben de keyifle kullanabildim.
Hepinize şimdiden güzel bir hafta sonu, sevdiklerinizle birlikte mutlu bir bayram ve tatile çıkacaklara da iyi tatiller diliyorum!
Çanta: Stylewe (Pinterest& Blog)
Bluz: Pruva
Pantalon & Ayakkabı: Zara
Bileklik: İpekyol

İyi Bayramlar!

$
0
0
Biz bu bayramı ailemizle birlikte Çeşme'de kutluyoruz. Size de sevdiklerinizle birlikte mutlu ve huzurlu bir bayram diliyorum. Hepimizin Kurban Bayramı kutlu olsun!
Tulum: Shein
Clutch: Zara
Küpe: İrlan Takı

Ericdress

$
0
0
Bayram sona erdi, son yaz tatilimizde artık bitti ya da birçoğumuz için bitmek üzere... Sonbahar son hazırlıklarını yapmak üzere, borcunun peşine düşmüş bir alacaklı gibi her an  kapımızı çalabilir :) Yağmurlar, rüzgarlar, sararan yapraklar ve hafif hafif ısırmaya başlayan soğuklar derken bir bakmışız yaz mevsimi tatlı bir yaz aşkı gibi mazide kalmış. Her sonbahar başlangıcında hüzünlü bir hava hakim olsa da bu havayı dağıtmak bizim elimizde ve el atabileceğimiz en kolay şey de dolabımızda bizi beklemekte! Dolabımızdaki yazlıkları kaldırarak, yerine bizi hem sıcak tutacak hem de mutlu edecek yumuşak dokudaki giysileri seçerek kendimizi kış havasına sokabiliriz ya da bu değişime henüz hazır değilsek ince elbiselerimizin veya t-shirtlerimizin üzerine aldığımız uzun bir hırka ile yumuşak geçiş sağlayabiliriz. Havanın gidişatı bizim kontrolümüz dışında olabilir ama dolabımızın tek söz sahibi biziz ;) Sonbaharı hiç sevmesem de bu düşünce ile kendimi teselli ederim ben :) Bu dönemdeki en büyük destekçim de trençkotlarımdır. Hatırlıyorum da; çalıştığım dönemde siyah trençkotum formam gibi olmuştu :) Hafta sonları jean pantalonun üzerine bej renkte kısa trençkotla veya çiçekli bir elbise ile kombinlediğim denim trençkotla sonbaharın sıkıcı havasını elimden geldiğince dağıtmaya çalışırım. Çok yakında kendimi yine aynı çaba içerisinde bulacağıma hiç şüphem yok :)
Bugünün post konusu olan sonbaharın kurtarıcısı trençkotlar www.ericdress.com'dan beğendiklerim ile işte tam karşınızdalar:
Bu kırmızı deri trençkot favorim oldu!
Daha klasik bir kesimde bej trençkot
Spor tarzda yarı deri trençkot

Kolları pembe detaylı trençkot
Siyah uzun trençkot
Mavi koton trençkot
Patchwork desenli trençkot
keywords: trench coats on sale, cheap trench coats; cheap plus size winter coats, cheap outerwear

Sahilde

$
0
0
Bu aralar aldığım ve giydiğim her şey hemen hemen siyah beyaz diyebilirim, canlı renkler yerine daha çok dantel gibi detaylara kaçıyorum ve siyah beyazın asilliğine kendimi bırakıyorum. Bayramın ilk günü giydiğim bu elbisenin romantik yapısıyla kendimi bir prenses gibi hissettim desem abartmamış olurum heralde :) Kendimizi her daim prenses gibi hissetmemiz dileğiyle...
Elbise: Shein
Çanta: LC Waikiki

Post

$
0
0
Şu an bu postu pijama üstü hırka, ayağımda pofidik terliklerim ve devamlı akan kırmızı bir burunla yazıyorum yani şu üstte görmüş olduğunuz hatunla uzaktan yakından alakam yok :P Hafta sonu bu fotoğrafları çektik ve bana o anda tatlı tatlı esiyor gibi gelen rüzgarı iyi yemiş olmalıyım ki şu anda gribin etkisi altındayım fırk fırk :( Ama en sevmediğim şeylerden biri hasta olunca yatak döşek yatmaktır bu yüzden gribe direnip bilgisayarımın başına geçtim ve bana en iyi gelen şeylerden biri olan bloguma girip bir post yapıyım dedim, anlayacağınız postu sadece burada seriyorum ben kihh kihh :)
Elbise: Romwe
Kazak: Bershka
Ayakkabı: Zara
Çanta: Shein
Kolye: Evihan

Germiyan Köyü

$
0
0
Çeşme'de Kurban Bayramı'nı geçirirken bu şirin köy rengarenk duvarlarıyla dikkatimi çekti, bu güzelliği fotoğraflamadan geçemem dedim! Her bir köşede karşımıza çıkan cıvıl cıvıl desenler sayesinde gözümüz bayram etti. Köyün ileri gelenleri 1-2 Ekim tarihleri arasında 3. Germiyan Festivali düzenlediklerini, bu festival nedeniyle de köylerini güzelleştirdiklerini aktardılar. Duvarlardaki resimlerin çoğunu köyün halı dokuma ustası Nuran Erden tarafından boyandığını söylediler, hatta biz bunları konuşurken tam o esnada yanımızdan geçen köylü teyze meğer kendisiymiş, ayak üstü sohbet edip emeklerine sağlık dedik. Köyün yaşlı teyzeleri bizi çaya davet ettiler, çiçekler hediye ettiler, her zaman köylerine beklediklerini söylediler. Rengarenk duvarları ve sımsıcak kucaklaması ile Germiyan Köyü benim kalbimi fethetti gerçekten de  Çeşme civarlarındaysanız bu güzel köyü özellikle de bugün festival bitmeden ziyaret edin bence asla pişman olmazsınız...

Viewing all 973 articles
Browse latest View live